17 Eylül 2008 Çarşamba

İlk kez bir geceyi birbirimize ayırıp şöyle hiç bölmeden bölüştürmeden konuşmayı denemiştik.Yüreğimizin derinliklerinden bir parça.Yaptıklarımız ve onları etkin kılan nedenler.Her zaman düşündüğüm buydu aslında.Beynimi boş bırakmayı sevmezdim ben.Ama farklıydı onla.Ben sonrasında yatağıma girdiğimde gözyaşlarımı tutamıyordum.Hep her değer verdiğim insanda 'Bir daha kimse' li cümleler kurardım.Ve onda da durum bundan ibaretti.Kimse onun gibi dokunamazdı yüreğime.Satırları alt alta diziyor ve düşünüyordum.Beğenmeyip silip bir daha bir daha yazıyordum.-Her zamanki gibi- Ama artık neyden ibaret olduğumu çözmeye başlamıştım.Ben;
hayal kurup,
hayal kurmaktan bıkıp,
herşeyi göze alıp gerçekleştirip,
anlık mutluluklar yaşayıp,
aslında herşeyi göze almamış olduğumu farkedip,
pişmanlık denen saçmalığı yaşamaktan ibarettim.
Haklıydın sen.Bilmiyorum bunu mu demek istemiştin bana ama haklıydın işte.Sanki kimse anlamamış gibiydi beni daha önce.Sanki kimse istediklerimi verememiş gibi.Ya da ben doyumsuzdum.Ama hiçbiri hem de hiçbiri de yeltenmemişti aç kalan bir ruhu doyurmaya.Onlar varlardı.Yalnız kalmak istediğinde daha da varlardı.Ama tam anlamıyla istediğini vermek için değil.Kendi istediklerini almak veya istedikleri kadarını vermek için.Tüm mesele bundan ibaretti işte.Anlamadıkları buydu.Bir kadının bir kadından alabildiği de.Senin istediğin,benim beklediğim.Her türlü saçmalıktan bir duygusallık çıkarma çabası.Ve bunun sonsuzluğu.Buydu işte.Duvardaki lekeri saydıran,ağlatıp da yabancı bir dizde sıcaklık aratan.

Hiç yorum yok: