28 Nisan 2008 Pazartesi

28 Nisan-29 Nisan'a dönerken

Rüzgarda savrulan saçlarım ve soğuk.Titreyen bedenlerimiz.Boğazıma kadar çektiğim ceket.Ne ıslak ne kuru saçları.Bu kaçıncı sigara?
15 dakika önce gördüğüm bir adama içime attığım tüm hayatımın sırlarını anlattım bu gece.Her anlattığımda,onun da benimle aynı kaderi paylaştığını gördüm.Bu ya bir milat ya da sonu gelmeyen aptallıklarımdan biri.Değişiyorsun Ece.Kendimi tanıyamaz oldum artık.Benimkinden de zor hayatlar varmış.Bari gecenin dersi bu olsun.

27 Nisan 2008 Pazar

S*ktiri çekince hemen kul-köle olan erkek modelleri!
Alayınızdan nefret ediyorum.Evet isyanım büyük.Onurlu olun biraz.

25 Nisan 2008 Cuma

Sleepsong

Ninni söylemeye geliyorum bu gece yanına.Bir de masal anlatırım belki,kimbilir...Ama sen sakın inanma bana.Acı çekmeni istemem.Masallara inanılmaması gerektiğini hiç söylemediler mi sana da? Sonsuza kadar burada tutucak değilim seni.Sadece ninnimi söylemeye geldim.Bu gece kalırım,belki bir de yarın...

22 Nisan 2008 Salı

Düğüm

Unutmuş gibisin.
Ben ise unutabilmeyi yeğlerdim...
Sevdik,seviştik sanmıştım.
Kandırdık galiba kendimizi...
Boğazımdaki bu düğüm
Galiba herşeyi önüne dökmeden gitmeyecek ordan.
Anlayabilmeni isterdim,bakarken görebilmeni.
Bırak gideyim,nolur bırak gideyim...

19 Nisan 2008 Cumartesi

Yanılsama

''İçine dolmayan adam zamanını dolduruyor demektir.''
Gözler aynı onun gibi.Sözler aynı bazı bazı.Ben desen aynı ben.Ama aradığım bu değil gibi.Beklenen bu değil gibi.
O zaman bırakayım da rüzgar doldursun içimi...
''Daldır elini göğsüme,al kalbimi.'' aradığım bu galiba.

15 Nisan 2008 Salı

Şefkatle

Karmakarışığım.Ne yeni ufuklara açılmaya cesaretim var,ne de olduğum yerde kalmaya gücüm.Olası terkedişlerin kalbime bindirdiği yükten korkuyorum.Çektirdiğim acıların kat kat mislini çekmekten,sırtını dönüp giden olmaktan...Sürükleniyorum olası bir sona.Bu olası sonları yaşamamak için zaten haykırıyorum:''Tutun elimden hadi!'' diye,olmuyor.Kendi günlük gürültüsüne boğulmuş adamlar beni duymuyor.Onlar duymadıkça koşar adım uzaklaşıyorum.Başka kollarda buluyorum kendimi.Hepsinin söylediği bakışlarım.Derinine bakıyorum çünkü ben.İçini görmeye çalışıyorum herkesin.Onlar da beni mi görmeye çalışıyorlar,bilmiyorum.
Gözlerime bakıyor.Derinine bakan gözlere.''Görüşürüz'' diyor,ama bu sefer öpmeden.İniyor arabadan,gecenin karanlığında kaybolup gidiyor bu adam da...

14 Nisan 2008 Pazartesi

Astral

Vanilya kokusunun tenime karışmasıyla uyandım bu sabah.Bu dokunuş farklı,anlar gibi beni...sever gibi.Ne bir adamın buz gibi yatağında sırtını dönmesi gibi sana,ne de işini görüp kalkıp gitmesi gibi.Bu dokunuşta şefkat gizli.Dokunuşdaki sevgiyi hissettim,bir de şehveti şimdi.Şehvetle şefkati karıştırır gibiyim.İkisi de birbirinin içinde gizli...

13 Nisan 2008 Pazar

Sar/sarmala

'Hayat bir baston.Asıl tutunman gereken ayakların.''
Bense düşünüyorum da şimdi.Ne bastona tutunabildim,ne de ayaklarıma.Akıntı vardı.Ben sürüklendim.Silinip gittim hayatlardan.İnandım her defasında.Gecelik aşklara,sarıp sarmalanmalara.Birileri benim gözlerimde ışıltıyı görmüştü.Benim hiç görmediğim bir ışıltıyı.Ben onlarda şefkati bulmuştum.Bahşedildiği halde hiç yeterli gelmeyen şefkati.Tek gecelik şefkatleri...Kollarının altında sarıp sarmaladıkları genç kızın kadın olabilme yanıyla daha çok ilgilenen adamlara inandım.Evet benim suçum.İnanmayı seçtim.Ruhumdaki yaraların tamiri yok.Kendimi iyileştiremiyorum.Yardım da istemiyorum bunun için.Çünkü hayat bir baston.Tutunmam gereken ayaklarım.Kendi ayaklarım...

10 Nisan 2008 Perşembe

1 yıl

Bugün bir dilim pasta yedim ikimiz için.Tek kişilik bir pastanın üstündeki tek bir mum yeter şimdi bana.Bir aitlik duygusunun ilk senesi bu.Bizimkisi demeli miyim,bilmiyorum.Benimkisi yalnız başına birşeyleri kutlama arzusu.En başından beri yalnız çıkılmış bir yolun yolcusuyum.Farkındalıksızlıklar içinde geçmiş bir yılın öyküsü bu.Kutluyorum.Yalnızım,onsuzum,kimsesizim bazen de.Biliyorum.Yine de,kutluyorum.

5 Nisan 2008 Cumartesi

Derinliğine kimse sevgili olamadı

Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... Kimi derinden sevsem, o bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar; çünkü onlara göre fazla iyidim; bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden. Beni terk edenlerden tek bir isteğim olurdu. ''Ne olur, bir daha beni aramayın! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocukluğumun o güzel bahçesini.'' Böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni... Soluksuz ve umutsuz kaldıkları bir gece mutlaka akıllarına ben gelirdim... O, yedek sevgili!...

Cezmi Ersöz
Çok arabesksin be amcam.Ben de mi arabeskim senin kadar merak ettim şimdi inan...Ama neden böylesine beni anlatıyorsun? Herkesin,senin en azından bir yazında kendisini bulduğunu duymuştum.Ben kendimi sende buldum galiba...

2 Nisan 2008 Çarşamba

Geri dönümsüz yollar

-Beni kovalar mıydın?
-?
-Söyle işte,yapar mıydın?
-Yani...evet.Sonuçta seviyorum ben seni.
-Ama sen beni kovalarken seni izleyemem ki...
-Ama seviyorum seni,yani yaparım ben bunu.
-Hayır,kovalamamalısın.
Evet,tek gerçek de bu zaten.