29 Eylül 2009 Salı

boom boom

Bedenime sığmıyor yüreğim.

Bizim hikayemiz

Yüreğim kafamdan ağır geldiği anlarda başımı saatlerce yastığa gömdüm ben.Yastık yağlanana,saçlarım birbirine dolanana dek kaldırmadım doğrusu.Neden...Böyle anlarda yoktun sen.Düştüğün anlardı ya da benim düştüğünü sandığım.Kafamın altında yastığımı canın acımasın diye saklardım ben,düşerken.Bıçak darbelerin yatağıma kan bulaştırmasın,duygu bulaştırmasın,sen bulaştırmasın,yastığı atınca kafamdaki düşüncelerle gitsin diye saklardım.Severdim seni inan.Kurbanın celladını sevdiği gibi severdim.Seni aldatır sonra yine kütüğe koyardım başıma yumuşak darbelerin için.Beni parçalara çoğaltmanı isterdim.Senle bölünmek,senden çoğalmak...Gülerdin tabi sen buna.Estirikli hallerimden birisi sanardın.Her evi terkedişimde "Dönüceksin nasılsa" bakışı atardın bana.Sonra bu durum gelenekselleşince başka evlerde gülerek beklemeye başladın beni.Eve dönüşlerimde katliam yastığımızda başka kızıllar,başka sarılar buldum ben.Gözlerine baktım.Okyanusunda başkalarını yıkadığını gördüm.Gözyaşımı mavisine karıştırdığım...Uçurumlarımızı atlamaktan yoruldum.Kayalarına çarpmaktan ve senin kanatmadığın yaraları kapamaya çalışmaktan..Neyi bilmiyoruz söyle bana! Üç cümleyi birleştirip niye kalın kafamıza sokamıyoruz? Damarlarımıza enjekte edemiyoruz? Hakikati reddedip yalanlara sığınıyoruz? Bedenlerimizden sıyrılıp başka yataklara..Ve anılarımızdan sıyrılıp başka geçmişlere...

9 Eylül 2009 Çarşamba

hazin sonlar

Benim için bitmeye yüz tutmuş şampuan gibisin şişesindeki
Son kez suyla çalkalayıp
Bolca köpürtüp,tenimden geçirip
Kanalizasyona karıştıracağım seni.

7 Eylül 2009 Pazartesi

Yere dağılan özgüven kırıklarımın süpürülmeye ihtiyacı var.