29 Haziran 2008 Pazar

Akrep

Zehirini akıtmaya hazırdır her zaman akrep.Ama nadiren akla gelir kendisini de sokabileceği.Ölüme terkeder kendini o korku dolu anlarında.Ben de bir akrebim.Ve en çok zararı da kendime verdim,veriyorum.

16 Haziran 2008 Pazartesi

Tanrım
Kimsenin senin ona olan sevginden şüphe etmesine fırsat verme
Lütfen...

6 Haziran 2008 Cuma

İrade denen şey

Eğer güçlü olmak bu ise,aramızdaki bağları makasla kanatarak kestiklerimi makasıyla beraber bir kenara fırlatabilecek kadar güçlü olmak isterdim.Sırtımı döndüklerimi hayatımdan da çıkartabilmek...Canımı almak istediğimde kendimden,aynı güçlülüğü gösterebilmek isterdim yine.Sonuçta can da benim canan da! Elim titremeden,gözüm dolmadan,yeni ufuklara açılmak,yeni diyarlara taşınmak,yeni heyecanlarda sarhoş olmak...

4 Haziran 2008 Çarşamba

İmkansızın Şarkısı


Maddesel bakmaya başladığım,maddeselleşmeye başlamış dünyanın içinde en az benim düşündüğüm kadar bencilliği anlatan bir yazı.Artık bana göre aşk bir insana duyulabilecek birşey değil.İnsan yüce değil,insan üstün değil...Birliktelik denen şey de birbirine dokunabilmek için izin almaya gerek duymamayı sağlama ayrıcalığı.Tüm bu arzulama hadisesini yaratan da koku,kokularımız.Önce farklı sonra da sıradan gelmeye başlayan kokular.Cezbediciliğinin ardından her dokunduğumuzda alışılagelen kokusu hoşlanılan kişinin.Gittikçe onun kokusu bizim kokumuz oldukça,karıştıkça bedenler birbirine farklı gelmeyip,sıradanlaşıyor.Böylece başka kokulara gidişin öyküsü başlıyor işte.Bunun içindir ki hayattaki tek gaye farklı olmak,farklı kalmak.Öyküler de tüm bu şımarıklığı onaylarcasına sanki.Demiş ki Murakami;




'' Örneğin,öylesine söylüyorum işte,sana,canımın çilekli pasta istediğini söylüyorum,sen de herşeyi bırakıp almaya koşuyorsun.Soluk soluğa dönüyorsun ve: ''Al Midori,işte çilekli pastan'' diyorsun ve ben de pastayı pencereden fırlatıyorum:''Artık istemiyorum!'' diyerek.İşte beklediğim bu.


-Bana öyle geliyor ki bunun aşkla alakası yok.


-Evet,var,ancak sen bilemezsin,dedi.Bunun kızlar için çok önemli olduğu günler vardır.


-Çilekli pastayı camdan fırlatmanın mı?


-Evet.Ve çocuğun bana bu durumda:''Anladım,Midori.Bağışla beni.Canının artık çilekli pasta istemediğini düşünmeliydim.Bir eşek kadar aptal ve duyarsızın biriyim ben.Kendimi bağışlatmak için,gidip sana başka şey alayım.Ne dersin? Çikolatalı krema mı,peynirli pasta mı?'' demesini isterim.


-Peki ne geçer eline bundan?


-Ona aşık olurum.''