24 Şubat 2008 Pazar

Flashback

Yazmalı ki unutmamalı.Bi sonraki sefer derken...bi sonraki de mi var hakkaten? O zaman yazmamalı mı? Ama ya unutursak...Zaman çabuk geçiyor ya biliyorsun hani...Polatlı! Gecikme mi? Orası orası mı ki? Ama olsun geliceksin nasılsa.Maden suyu şişesini kafamda kırmaya çalışan bi çocuk.Ama anasına küfrettim! Walla ettim.Olsun haketti.Tuvaletin altından da fotoğraf çekmece.Sebep? İkimizin arasında şş...Saat kaç? O kadar da olmuş olamaz ki...Angels derken? Bana mı söyledin ki? Sormadım,soramıyorum...Kahvaltı...1 ay oldu etmeyeli.Ben de hep yalnız yerim...Yazık o zaman,afiyet olsun.Ooo o ayarları nasıl yaptın? Arada hep gel o zaman sen...Geç kaldım! Heho! Şimdi gittim ama gelicem.Gittim ama sen de mi gelsen ki? O zaman bekle ben gelirim.Ben geldim! Hadi gidelim! Gitsek mi ki? Evet evet gidelim.Ama herşey bambaşka olmuş sen gelince.Madem ki bara geldim neden dans etmiyeyim.Oynaşmak var mı oynayabilir müyük burda? Mondo mondo föndü tiramisu da çalıyo hem bak...Ama tiramisu japonca değil walla...Aha süpriz! Niye öle demedi böle yapmadı? Dedikodu ama umrumuzda değil.Gitsek mi ki? -Kesinlikle.3 oldu.Yok 8.Dışarda bi yemek.Halay olsa beklemezdik otobüs şimdi.Pardon,pardon.Garson allahın cezası.Sakalları yıkadık mı? Yıkadık ama yedik de.Neden anladın mı? -Hıhı,ihihihi.Şımarıyorum ama sen gelince.1 ay gibi,vay anasını...1 ay kadar zaten.Ehehehe.16 mıydı? 16..yuh.Gar.Giden teyze,gelen travesti.Fatih...tren...gar...ray...sayın yolcular...makine...Öküzcan nasıl? Olmaz,olmaması lazım yani.Aziz Nesin Besin Yesin.Evet bu güzel.Ben yeşil sen mavi.Yok ben çantayı koyup geliyim dedim.Sen git.Donucaksın zaten burda.Dikkat et tamam mı?
Ve gidiyosun.Üşüdüm evet,ama sen gittin ya ondan.Eve gitsem de geçmeyebilir şimdi.Söyle söyle hadi.Söyleyemem ki bunu...Bakma öle,alt dudak büzük.Hoşçakal demem,gene gel diye...

21 Şubat 2008 Perşembe

Tensel

Söylecek çok şeyim var sana mavi gözlü çocuk.Benden yana değil de senden yana söyleyeceklerim.Ne sen anlattığın sensin ne de onlar.O zaman senin bende işin ne diye sorma bana.Kimsenin bakmadığı,kimsenin dokunmadığı gibi dokunuyorsan eğer bana vazgeçilmez olman elde bile değil...Anlattığın gibi değilsin de nasılsın ben de bilmiyorum aslında.Sadece onlar, yani onlar işte senin gördüğün gibi değil.Keşke bana baktığın gibi kocaman açıp da baksan gözlerini gerçeklere de...Ya da öyle kocaman kocaman da bakmasan da sen de gitsen hayatımdan.Biliyorum isteklerini,biliyosun herşeyimi.Böylesine muhtaç olmasam şefkate veya çocukluktan gelen o masum herşeye seninle bu kadar yasaklılıklar yaşar mıydım? Yaşar mıydım sence de...Kendimi de tanımıyorum.Tanısam buna da cevabım olurdu.Herkesin herşeye bir cevabım olduğunu söylediği gibi...En başında herşeyin,bundan aylar öncesinde ''başka yer başka zaman olsaydı'' demiştik ya hani...O başka zaman hiç gelmedi,gelemiyor bizim için.Çünkü biliyorum seni...kendimi bilemediğimden de öte...Biliyorum neden burda olduğunu,olacağını.Başkaları için heyecanlanırken bizler hayatın akıp gideceğini.Senin de o gidenlerden olacağını...Yine de kal bugün benimle.Öteki gün de.Böylesi güzel.

20 Şubat 2008 Çarşamba

İkilemlerin ardından

En az bizim kadar gerçekti gidişin.En büyük acıların sonradan bastırması gibi acılar çektim.Üzülmemiştim bunun için önceleri.Böyle yer edinmiş olabileceğini farketmedim hayatımda.Daha sonra ise kısa zaanda doldurmuş olduğun o korkunç boşluğumu farkettim yine.Herkesin küçük parçalar alıp koca bir boşluğa dönüştürdüğü yalnızlığım...Seni hiç suçlamadım.O boşlukta pay sahibi olmaya çalışabileceğini hiç düşünmedim.Umarım sen de hiç düşünmedin...Hatalarını bir annenin küçük çocuğunun kusurlarını örtbas etmesi gibi kapatmaya çalıştım.Hep kalbinde olduğumu bildim.Geçtiğimiz her yerde kokunu,ayak izini aradım.Bak belki bunu sen hiç bilmedin.Öylesine gitmiştin ki hayatımdan seni bulamadım.Bulduğum yerler de oldu ama...Mesela şarkılar,sadece bana kalan anılar,tüm yaşananlar...Ama ben,ben ilk defa umudumu kaybetmedim.Bize gelen soğuk bir rüzgardı.Beraberinde yağmuru da getirmişti belki ama daha sonra güneş bulutların arkasından gözükecekti.Islanmış kanalarım kuruyacaktı.İçim ısınıcaktı yine,belki dizlerim bile titreyebilirdi...Sen bilirdin bunu...Ağzımdaki nefesini benim olsun diye tutucaktım.Sense orda güpgüçlü ve yıkılmaz duracaktın.Bugümü paylaşan,yarının bir habercisi gibi...