18 Aralık 2010 Cumartesi

Acı.

Ben damarlarımda hissettim seni.Kokunu ciğerlerimde hissettim.Keskinliği burnumu yaktı.Kanadım.Sevgimden,ilgimden,utanmazlığımdan.Kanadım.Ama güçsüzdün sen.Yenilmeden,sevişmeden,ağız tadıyla iki kavga etmeden dönüp gitmek kolaydı sana.Biliyorum.Aslında boş şimdi bize dair söylenebilicek herşey.Çünkü biz bile kalmadı ki ortada.Ama bilesin,ben böyle oldukça senin de gülemiyecek içinde bir yerlerin.Ben ağladıkça,sanki birisi tırnaklarıyla kazıyormuş gibi gelicek hep kalbini.Ve ben sevdikçe seni sevgilim,emin ol hiç rahat etmeyecek senin için.Ha geçmeyecek mi,elbette geçicek.Ama o gün de sen dönüp geliceksin bana.Bıraktığını harabeyi görmeye,yine inşa edip sonra yine yıkmaya geleceksin.İşte o gün de ben dönüp gideceğim ardıma bakmadan.Zor da olsa,gideceğim.

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Kimi insanı morali bozukken öldürsen insan içine karıştıramazsın.Şimdi ben de öyle hissediyorum kendimi senin gittiğin şu birkaç saatten beri.Kimse konuşmasın,hal hatır sormasın beni öylece bir köşede unutsun istiyorum.Hatta mümkünse o spot ışığının altında gelip yine defalarca kez doyamadan öpmeni bekliyim beni.Sonra de ki "öyle bakma ama bana".Belki şimdi anlıyorsundur neden sana öyle baktığımı...Ben kontrolümü kaybediyorum söz konusu sen olunca.Frenlerim tutmuyor,rotam şaşıyor,başım dönüyor...Yine de tutmuyor,tutamıyor seni ellerim.Sen şimdi dünyanın bir ucundan okumuyorsun bile bunları ve hatta neyse ki sensiz yaptığım yanlışları da görmüyorsun.(hoş görsen de neyi değiştirir bilmiyorum bazen) Anlayamıyorum.Tenim unutuluyor,kokum uçuyor,söylediklerim geçip gidiyor.Gidiyor mu böylece kolay senden? Böylesine ait oldun mu sahi sen? Ben olmadım.Olamıyorum açıkçası.Kendimi bu kadar kimseye ait hissedemiyorum ben.Sıcak yataklar var.Sıcak omuzlar,tutkulu öpücükler.Ama kimse olamıyor işte senin gibi.Bak 5 senedir beklediğim adamı 1,5 ay uzağa gönderemiyorum şimdi.Neden? Çünkü yine yaklaştık.Çünkü yine esir olduk.Çünkü yine düştüm,yenildim.Yenildiğimi görmekten nefret ederim.Bilmiyorsun daha sen.Beni normal etki altında bir kız zannediyorsun belki ama ben yapamıyorum kimseye yenik.Zaferlerim olsun istiyorum sende de,vur-kaçlarım olsun inadına.Neden yaptım ki bunu diye sorgulayacağım şeyler yapayım ilerde...Ama kıyamıyorum sana.Yok yapamıyorum.Bu haldeyken bile yapamıyorum.İlginçtir.Son zamanlarda hep seninle yatıp seninle uyanıyorum ben.Halbuki bir haftadır hiç görmedim seni,hiç dokunmadım sana.Kokun desen şimdi rüzgarla burnuma gelemiyecek kadar uzakta.Dizlerimiz bir denize sallanırken birbirine değmez.Özlesen koşup gelemezsin.Arkanı dönüp sokağın ucuna bakamazsın geliyor muyum diye.Sonra canımı acıtmamak için..neyse.Hiç girmeyelim en iyisi.Ben özlüyorum sonuç olarak seni.Söz konusu sen isen böyle realistim ben.Söz konusu sen isen bir o kadar da hayalperest.Benden kilometrelerce uzakta bir adamı düşlemeden uyuyamayan ben ve sonra yine kalkıp o adamla beraber sonlandırıcağı bir ömürün hayalini kuran ben.Benler acı çekiyor içimde.Yüzümdeki ben'e vuruyor.Anlamıyorsun.Anlıyorsun da belki bu kadar olduğunu tahmin edemiyorsun.Düşünemiyorum.Karışıyorum,bulanıyorum.Temize çıkarmaya çalışıyorum sonra yine kendimi.Ne olursa olsun,nerede olursan ol yeter ki kurtar,kurtar beni.

27 Temmuz 2010 Salı

Günleri geri saymaya başlayabilirim yarın.Ya da saymam.Hangisi daha çabuk geçiyorsa...Gelip geçebilir birileri.Sahile inemem sensiz.Ya da inerim,deniz otobüslerine bakarım içinde sen var mısın diye.Uyuyakalmışsındır belki,güneş vurmuştur üzerine.Kaç dakika sonra benimle olucağını hesaplarım saatler öncesinden.Başımı omzuna koyucağımın hayalini kurarım.Beni küçük küçük serbest bıraktığını sonra daha da kocaman kavradığını düşlerim.Küçük çocuğun karşımıza dikilişi gelir aklıma.Yaptığımız kaçamaklar,saatlerce yürümemiz.Sen çok uzaklardayken ben seni düşlerim.Düşlerimde uzatırız ayaklarımızı denize.Kirpiklerini sever bakışlarım.Rengini anlamaya çalışırım gözlerinin.Çok severim seni.Bırakırım,serbest bırakırım.Gitmelisin bence de.Çünkü kalmamalı tek bir keşke içinde.Eğer gelecekte de benimsen sen,gitmelisin şimdi.Benim olmak için gitmelisin.Kendin için.Bizim için.Ben için.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Ben uyumazken evren de uyumasın istiyorum.
Sen de uyuma istiyorum.
Sahi,
Özlüyo muyum eşek seni?

16 Nisan 2010 Cuma

Gözünün altındaki kırışıkları sevdiğimi söylemiş miydim?
Seviyorum.
Sanki onlar hep oradalarmış
Ve hep öylesine mükemmelmişcesineler.

11 Nisan 2010 Pazar

Dudağıma yapışıp kalan sakız gibisin
-Hep tadın kalıyor ağzıma yakın bir yerlerde-
Ne kadar kazımaya çalışsam da izini tırnaklarımla
Lekelerin aşikar.
Kenetliyorsun dudaklarımı birbirine
Susuyorum.

9 Nisan 2010 Cuma

Kimseye güvenemiyorum ben ya hani
Ama sana güvenebilme ihtimalim vardı
Küçük de olsa bir ihtimal vardı...
Söylesene,
Kime güveneceğim şimdi?

24 Mart 2010 Çarşamba

Ayıp olabilir
-Hoş nesi ayıp bilmiyorum-
Ama dört gözle bekliyoruz seni
Kalbim,beynim,ellerim,kasıklarım
....

19 Mart 2010 Cuma

Koko'm

Yine ben.Bu sana milyonuncu telefonum.Tek tek saydım bu gece.Hiç cevap yok,ama zaten ben kendi kendime konuşuyorum.İçimdeki senle konuşuyorum hatta.Bana çoktan gittiğini söyledi geçen gün...Üzgünüz.Boynumuz bükük.En çok da başına birşey gelmesinden korktuk.Gözlerini yakabilir güneş senin.Ya da su soğuk gelebilir o pamuk ellerine.Uykusuz geceler huzurunu kaçırabilir.Başka kadınlarda arayabilirsin sonra beni.Ama söylesene,kim upuzun sabah planları yapıcak sana buradan uzakta? Mantarın üstündeki kaşarın eriyişini izliycek ya da ilk sigaraları içerken? Dur n'olur.İçme sen sigara da.Uzun bir hayat lazım bize.Daha beni ilk görüşünü anlatıcaksın çocuklarımıza.Nasıl yeşillerle koştuğumu anlatıcaksın sana.Nasıl parladığını anlatacağım güneşin altında gözlerinin.Yine o günlü gibi sıralacağız sımsıkı.Uzak geliyor bunlar şimdi sana..tabi adımızın anılmadığı yerlerde kim merak eder ki ikimizin hikayesini? Deli misin diyorsun,haklısın.Sabahın 5'inde seni düşünmek bir çılgınlık.Böyle saatlerde heba edilicek adam değilsin sen.Açık zihinle,her noktanı göz önüne getirerek düşünmeli insan seni.Geçtiğin yerlerde ayak izlerini arıyorum.Öyle ki haftalardır hiç uyumadım.Çok içtim ama sarhoş değilim.Olur da yine görürsem seni diye,her anı kaydetmeye programladı kendini beynim.Tek bir uyuşukluk mahvetmemeli bu bütünlüğü.Karmaşalar da yormamalı senden uzak şu aciz beyni.Biliyor musun,kendinden üstün tanımayı reddeden ben,sen söz konusu olunca ucuz,değersiz,adi...Sahi,nasıl başarıyorsun böylesine mükemmel olmayı?

2 Mart 2010 Salı

İçimden bir kadın hep senin içinden bir adamı sevmeye devam edicek.

20 Şubat 2010 Cumartesi

my new benetton face

sol gözünün altındaki ikinci halka..
tam dudağının kenarındaki düz durmamakta inatçı birkaç tel sakal
yumuşacık bakan bir çift göz ekrandan bana..
kıskanıyorum.
kuduruyorum adeta.
boy boy caddeleri kaplamandan
mağaza vitrinlerinde sergiye çıkmandan.

5 Şubat 2010 Cuma

her defasında içimde ona dair oluşmuş tüm öfkeyi yerle bir etmeyi biliyordu ve ben emindim ki 13'üne kadar sabırsızlıkla bekleyecektim.görüşürüz değil,görüşücez.

1 Şubat 2010 Pazartesi

hintlilerden ilham aldım

Ölümü yaşamak çok dolu bir otobüsten birileriyle beraber onlar inebilsinler diye inmek gibi.Bir süre ara veriyorsunuz yolculuğa ama daha sonrasında otobüs tekrar kalkmak için sizi bekliyor oluyor.İnenlerse gitmeleri gereken yola doğru yürümeye başlıyorlar...

24 Ocak 2010 Pazar

En sevdiğim şarkı gibisin.Ben karıştıra tıkladıkça ipodda,sen geliyorsun.Gülümsüyorum...
O kadar çok konuşuyorsunuz ki yoruluyorum
O kadar çok susuyorsunuz ki sıkılıyorum
Ve o kadar çok SAÇMAlıyorsunuz ki iğreniyorum.

21 Ocak 2010 Perşembe

ben seninle uyandığım tembel bir sabahın hayaliyle çok uzun zaman yaşayabilirim.o sabah ki,yalnız geçirdiğimiz tonlarca hayalimize lanet okuyacağız.ihanet etmiş gibi hissedeceğiz birbirimize daha hiç dokunmadan.bu güzel tabloya bakarken ben gözlerimde yaşlarla (ki mutluluktan akacaktır) bir ömür yaşayabilirim.yeter ki o güzel hayalin beni hiç ama hiç terketmesin...

14 Ocak 2010 Perşembe

The more you ignore me the closer I get.

pills

Bugün annem insidona başlamamı söyledi.Henüz 21imdeyim.

The time is now

Bazı gözyaşlarını dışarı akıtmanın vakti geldi.Onlara adlar vermenin...Umut,acı biraz da yalnızlık...Bağlanmaktan vazgeçmenin vaktidir şiimdi.Kendini tek gecelik umutlara uyandırma zamanıdır.Yalanları atıp büyük acılara gebe olmak esastır.Çünkü hayat acımasızlığa sürüklüyor,olmadı boynu büküklükle sınıyor,karanlık geceler doğuruyor ve utanmadan devam ediyor akmaya.Birşeyler siz seyrederken yürüyüp geçiyor gözlerinizin önünden.İnsanların bu umutsuzluğu,bu mutsuzluğu sorgulaması sizdeki;ne ironik.Ne zor hayallere dokunmak artık.Ne zor gözlerdeki pırıltıyı gördüğümüz bir sabaha uyanmak.

çoktan gidenler ve orada bekleyenler var

Başımı omzuna yaslamak istediğimde gitmiş oluacaksın.Ben sana sarılmak ve belki ilk ayımızı kutlamak istediğimde sen çoktan gitmiş olucaksın.Seninle geçirdiğim gecenin sabahında terim soğumasın diye sana sokulurken senin yerin buz gibi olucak çünkü sen çok-tan gitmiş olucaksın! Ne hissettin bilemiyeceğim çünkü sen çoktan gitmiş olucaksın.Hikayemizi sen gidince unutmuş olacağım.Bunun için kızamayacaksın bana çünkü gitmişsin sen çoktan zaten.Her akşam beni bıraktığın iskelede bir gün göremiyeceğim seni.Bunun bahanesi olarak gitmiştim diyeceksin.

9 Ocak 2010 Cumartesi

4 Ocak 2010 Pazartesi

İç ve hesaplaşma

Hayatında temiz şeyler olmuyorken sana da temiz bir dünyanın sunulmasını bekleyemezsin.Bunu hatırlatmam onu şaşırttı belki ama inan beni artık hiç şaşırtmıyor.Elimdeki bulamacı güzelce tuvallerine bulaştırırken hayatımın yaptığım ve yapmaya çalıştığım saçmalıkları da can sıkıntısına bağlıyorum.Ama aslında koca bir YALAN.Esiri olduklarımızın bizi mutlu etmesi gerektiği öğretilmişti.Peki neden anlık mutluluklardayım? Belki güvenmek istediklerim öylesine hayal kırıklığına uğrattı ki beni,ben artık hiç güvenilmemesi gerekenlerin kollarındayım.