23 Temmuz 2008 Çarşamba

Döngü

Yüreğimdeki kanın kırmızısına boyayabilseydim keşke dudaklarımı da.Ama boya suniydi en az bakışlar kadar.Küçükken aldığımız dondurmalar da bu kadar suni miydi bilmiyorum ama,olmazdı,olamazdı sanki.Onu alan babamızdı ya çünkü.Kollarının altında duvarlara da ihtiyacımız yoktu bizi sakınıcak,saklayacak.Ama her bir bırakanla duvarlardaki tuğlalar da bir bir arttı.Tuğlaların arası sıkıştırıldıkça güneş girmedi hayatımıza.Tüm bu karamsarlık denen hadise bir anda yakamıza iğnelendi.Susmayı tercih ettik bağırmamız gerekirken.Tercih de değil de,sanki hiç fikrimiz sorulmamış gibiydi.Yüreğimizin sıcaklığıyla ısınıp başkalarını da sımsıcak sandığımız oldu.Üşüdük ama sonra.Düşünce elimizi uzattıklarımız bakışlarını çevirip uzaklaşırken,dizlerimizi silkeleyip de kalktık yerden.Ne kadar sürebilirdi ki bir morluğun acısı ya da ne kadar kanatılabilirdi kabuk bağlayan yaralar? Üstünden ömürler geçmiş közler ne kadar alevlendirilebilirdi tekrardan,bir damla suya muhtaç bırakılarak? Akan pınarlara,çağlayan şelalere ne kadar muhtaç kalınabilirdi? Hepsini deneyip de sabitledik.Tecrübeyle sabit olmanın ırzına geçtik defalarca.Daha da sıkı sarılınmayı beklerken itildik soğuk ellerle.Maneviyattan çıkıp maddiyatın sonsuz hazzına eriştik.Sonra da kustuk birer birer acımızı içimize.Ve yine başlattık devr-i daimi…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

_ ASLINDA_kaybettikleriyle kurar insanlar hayatlarının terazilerini..o yüzden dengesizdir hayatlar..bi tarfı hep eksiktir..kim kaybetmemiştir ki hayatta bişeyler..eksik olanın da bi önemi yoktur ki asLında gölgelerin soyutluğunda..koca bir soyutluk yaşam..bir beden ne kadar acı çekerse tek başına,acıları unutturan iki sıcak bedendir asLında..iki dudak,iki göz,iki el,yirmi parmak...çoğalmak..başka bir bedenle çoğalmak hayata..ama her beden elbet bulacaktır kendi yalnızlığını..gerçek terkedip gitmeler de burda saklı asLında..on yıl ya da üç dakika..ya da iki sabah arasında gecen bir zaman boşlugu..tek bir gece..kaybettiklerine bakmaksızın herkes yalnızdır hayatta.yalnız kalınacak elinde sonunda..bi ömürü beraber paylaşmak mı?beraber yaşlanmak mı?palavra..bir kutu içine hapsolmuş kibrit çöpleri gibi yalnınız..bedenler yanıp soğuyor..küller ruhlarda birikiyor..küller biriktikçe ruh somutlaşıyor..tercih bizim..soyut ruhumuzla kendi yalnızlığımız mı,küllere bulanmış somut bir ruhla bedenin yangını mı...asLında.....??!?!??